Kayıtlar

Petition Aganist the War /Savaşa Karşı İmza Kampanyası

Resim
  213 writers and artists, including myself, have reacted to Russia's attacks on Ukraine: "We condemn and reject Russia's imperial invasion attempt on Ukrainian territory with 'but' determination." Araların da benim de olduğum 213 yazar ve sanatçı Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını kınadı. The Declaration: English : "We, Turkish writers and artists, condemn and reject the imperialist occupation attempt of Russia on Ukrania with a determination without a “but.” We prioritize the solidarity power of the people against all alliances of the states who want to subdue the World with their war machines. By Ukrainian people, we embrace all humanity who refuses the curse of war and this racist militantness that targets the shared values of the World people." Türkçe Metin: "Biz, Türkiye’den yazar ve sanatçılar, Rusya’nın, Ukrayna topraklarındaki emperyal istila girişimini, “ama”sız bir kararlılıkla kınıyor ve reddediyoruz. Yeryüzünü savaş aygıtların...

Müjde Alganer, Birgün Kitap'a "Gökçukuru"nu yazdı.

Resim
  Müjde Alganer'in "Gökçukuru" üzerine yazdığı "Umut İnsanın Düşmanıdır"isimli yazı Birgün Kitap'ta yayımlandı. Müjde beni daha çok kent öyküsü yazmaya davet ediyor. Bir sonraki öykü kitabımda biraz daha tematik bir düzen oturtmamı salık veriyor. Öte yandan epeyce güzel cümleler etmiş öyküler hakkında. Teşekkür ediyorum.  Yazma maceram sanırım fazlasıyla doğaçlamaya yaslanıyor. Bu yüzden belki amatör bir yanı var. Bir öykünün başına otururken asla kent ya da kırsal öyküsü olsun gibi bir peşin-düşünceyle oturmadım. Zihnimde ne varsa, neyi anlatmak istiyorsam onu anlatmanın peşinde oldum. Şimdi de böyle. Bundan sonra da öyle olacağını varsayıyorum. Çünkü bir yerde öykü kendini seçiyor ve zihnimizde kendini görünür kılıyor. Beynimdeki bu düzene saygı duyuyorum.  Yazının tamamı aşağıda... Umut İnsanın Düşmanıdır Gökçukuru otobiyografik izler taşıdığı izlenimini verse de yazarının usta kurgularla gerçeği yeniden yaşattığı öykülerden oluşmakta. Işıklar, öyküler ...

Müge İplikçi'yle Zeytin Dalı Programında Konuştuk

Resim
Sevgili Müge İplikçi'yle harika bir söyleşi gerçekleştirdik. Çok güzel sorular sordu. Kitaptan çekip çıkardığı detaylar, ne kadar dikkatli ve titiz bir okuma yaptığını gösteriyordu. Çok iyi bir konuşmacı sayılmam ama Müge İplikçi, sıcakkanlı ve içtenlikli tavırlarıyla insanda doğal bir sohbet eğilimi yaratıyor. Öte yandan birinin yazdıklarınızı derinlemesine anladığını görmek de eşsiz bir duygu. İlk kez bir programa katılıyor olmanın biraz heyecanı vardı, elbette. Dün, bütün gün söyleyeceklerimi düşünmüştüm ama program sırasında hepsi uçup gitti. İyi ki de öyle oldu. Daha akıcı ve samimi bir söyleşi oldu. Umarım sorulara doyurucu yanıtlar verebilmişimdir. 

Gün Zileli'yle Söyleşi

Resim
Gün Zileli'yle söyleştik. Onunla sohbet etmek her zaman keyiflidir. Muzip, zeki, neşeli ve müthiş kavrayışlıdır. İkimiz de birkaç yıl Kınalıada'a yaşadık. Hayatımın en keyifli yıllarıydı demek yanlış olmaz. Edebiyat yolculuğumda bu dönemin büyük etkisi oldu.  Gün Zileli'yi tanıtmaya gerek yok. Olağanüstü biyografileri, romanları ve özellikle de Stalin dönemi üzerine kitaplarıyla hayata bakışınızı zenginleştiren yazarlardandır. Anarşizm üzerine yazı ve kitapları da son derece ufuk açıcıdır. Yazı ve kitaplarına https://www.gunzileli.net sitesinden ulaşabilirsiniz. Söyleşilerde soruların soruluş biçimi ve niteliği yanıtı önemli ölçüde etkiliyor. Gün abinin sorularının derinliği öyküler arasındaki fark etmediğim kimi bağlantıları görmemi sağladı. Söyleşinin kısaltılmış hali Cumhuriyet Kitap'ta, tamamıysa Cumhuriyet Kitap'ın internet sitesinde yer aldı. Söyleşinin tamamı için tıklayın.   

Yüzde Bire Karşı Birlik

Resim
Yepyeni bir yayınevi olan Yelkovan Kitap'tan çıkacak çevirim. Büyük bir keyif ve heyecanla çevirdim. Doğrusu biraz acele de oldu. Redaksiyonunu İlknur Ulken Kelso yaptı. Çok değerli dokunuşları oldu. Kendisine teşekkür ediyorum. Editörlüğünü sevgili dostum Ahmet Dağdelen büyük bir özenle yaptı. Birlikte çalışmak dostluğumuzu da pekiştirdi. Nice kitaplara sevgili Ahmet.  Vandana Shiva ile ilk kez bu kitapta tanıştım. Güçlü fikirlere sahip, insani duyarlılığı çok yuksek bir yazar. Çevirirken çok şey öğrendim. Bende de yeni duyarlılıklar oluşmasına veya varolan kimi duyarlılık alanlarının genişlemesine yol açtı. Umarım keyifle okunur ve okuyucusu bol olur. Arka kapak: Hangi taraftasın?  Egemenlik kurmayı ilerleme olarak görüp bunların üzerine inşa ettiği söylemlerle maliyetleri sürekli topluma ve doğaya devreden mekanik zihniyetin mi, yoksa ağaçlar ve yeryüzü yaşayabilsin, biz yaşayabilelim diye hayatını feda eden Amrita Devi ve 363 yoldaşının mı?  Kökleri dünya savaşlarına ...

Yiğit Uysal'la Söyleşi

Resim
  Sözcü Kitap'tan Yiğit Uysal'la söyleşi. Kısa ve görece kolay sorular sordu Yiğit Uysal. Başlıklar ve boşluklar dahil toplam 3000 vuruşluk bir alan olduğu söylendi. O yüzden soruların yanıtları biraz yüzeysel kaldı. Başlıkların benim ifadelerimi tam yansıttığını maalesef söyleyemeyeceğim. Örneğin, "En iyi öğrenme yöntemi sürekli yazmak ve okumak" gibi bir başlık atıldı. Oysa ben bunu "yazmayı öğrenmenin en iyi yöntemi" bağlamında söylemiştim. Sonuçta derginin editörlerinin tercihi başka yönde olmuş. Yapabileceğim bir şey yok. Söyleşi için Yiğit Uysal'a teşekkür ediyorum. Söyleşi Metni: Yiğit Uysal: Gökçukuru oldukça ilgi çekici bir kitap adı. İlk öyküdeki anne karakterinin gökyüzünün mutfak penceresinden görünen kısmına koyduğu isim aslında. Kitaba isim verme süreci nasıl gelişti? Sizi zorlayan bir süreç miydi?  Ramazan Güngör:  Kitapların adı genellikle yazma aşamasındayken zihnimde beliriyor. “Lodos Güncesi” de böyle oldu, “Yalpa” da. Hatta şu an üze...

Aynur Kulak'la Söyleşi

Resim
Kitap Eki'nden Aynur Kulak'la "Gökçukuru" üzerine söyleştik. Söyleşilerin en iyi yanı, yazdığınız metin üzerinde sizi yeniden düşündürmesi. Aynur Kulak'ın bazı sorularının gerçekten de böyle bir etkisi oldu. Mesela öyküleri okurken tek bir karakterin hayatının farklı evrelerini okur gibi hissetmesi ilginçti. Bu, benim hiç öngörmediğim bir düşünceydi. Benzer temalar etrafında biçimlenen öykülerde bile karakterlerin net çizgilerle birbirinde  ayrıldığını düşünüyordum. Öyküler arasında kurduğu bağlantılar, karakterlerin birbirleriyle ilişkileri üzerine yaptığı yorumlar da kimi zaman şaşırtıcıydı. Beni kendi metnimi farklı bir gözle okumaya zorladı. Bundan da son derece memnunum.  Söyleşi için kendisine teşekkür ediyorum. Söyleşiden Bir Bölüm: Gökçukuru ile ilgili detay sorular da soracağım fakat ilk olarak Gökçukuru nasıl doğdu, Gökçukuru’na kadar süren yolculuğunuz nasıl gerçekleşti de bizler Gökçukuru kitabını nihayetinde okumaya başladık. Mesela daha da spesifikle...