Kayıtlar

kitap etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kültürlerarası Bir Proje/Ein Transkulturel Projekt

Resim
Mart ayından bu yana eski öğrencilerimle yürüttüğümüz yaratıcı yazarlık ve çeviri atölyeleri geçen ay son buldu. Çocukların öykülerinden oluşan kitap basıldı. Bunun çocuklara verdiği mutluluğu görmek eşsizdi.  Die Workshops für kreatives Schreiben und Übersetzen, die wir seit März mit meinen ehemaligen Schülern durchführen, sind letzten Monat zu Ende gegangen. Ein Buch mit Kindergeschichten wurde herausgegeben. Es war einzigartig zu sehen, welche Freude dies den Kindern bereitete. Projeye yaratıcı yazarlık atölyeleriyle başladık. Oluşturduğumuz Türkçe metinleri Almancaya çevirdik ve şehir kütüphanesinde okuma etkinliği düzenledik. Öğrenciler metinlerini hem Türkçe hem de Almanca seslendirdiler. Wir starteten das Projekt mit Workshops zum kreativen Schreiben. Wir übersetzten die von uns erstellten türkischen Texte ins Deutsche und organisierten eine Vorlesung in der Stadtbibliothek. Die Schüler haben ihre Texte sowohl auf Türkisch als auch auf Deutsch vorgelesen.   Şu anda canl...

Yiğit Uysal'la Söyleşi

Resim
  Sözcü Kitap'tan Yiğit Uysal'la söyleşi. Kısa ve görece kolay sorular sordu Yiğit Uysal. Başlıklar ve boşluklar dahil toplam 3000 vuruşluk bir alan olduğu söylendi. O yüzden soruların yanıtları biraz yüzeysel kaldı. Başlıkların benim ifadelerimi tam yansıttığını maalesef söyleyemeyeceğim. Örneğin, "En iyi öğrenme yöntemi sürekli yazmak ve okumak" gibi bir başlık atıldı. Oysa ben bunu "yazmayı öğrenmenin en iyi yöntemi" bağlamında söylemiştim. Sonuçta derginin editörlerinin tercihi başka yönde olmuş. Yapabileceğim bir şey yok. Söyleşi için Yiğit Uysal'a teşekkür ediyorum. Söyleşi Metni: Yiğit Uysal: Gökçukuru oldukça ilgi çekici bir kitap adı. İlk öyküdeki anne karakterinin gökyüzünün mutfak penceresinden görünen kısmına koyduğu isim aslında. Kitaba isim verme süreci nasıl gelişti? Sizi zorlayan bir süreç miydi?  Ramazan Güngör:  Kitapların adı genellikle yazma aşamasındayken zihnimde beliriyor. “Lodos Güncesi” de böyle oldu, “Yalpa” da. Hatta şu an üze...

Kâmil Yıldız "Gökçukuru"nu yazdı.

Resim
   Kendisi de öykü yazarı olan ve nefis kuramsal yazılar yazan  Kâmil Yıldız, "Gökçukuru" üzerine yazdı.  "Tam, eksiksiz yaşamak isteriz; en ufak bir leke gölge düşürür mutluluğumuza. Öte yandan imkânsızdır tam ve eksiksiz bir hayat. Ve bu nedenle de hikâyeler vardır: Şimdi’de her nasılsa büyümüş ve kendini büyük hissettiren boşluğu doldurmak için aradıklarımızı bulacağımız geçmiş zamana dönen hikâyeler. M. Proust da bunu yapmıştı, Kafka da. İçlerine döndüler, zamanda yolcuğa çıktılar. İlki muazzam ayrıntılarla döndü, diğeri kocaman bir hiçlikle. Ama R. Güngör öyküleriyle bu bakımdan ne yer yer izleri hissedilen Proust’a benzer ne de Kafka gibi hiçlik sunar bizlere; onun çok somut meseleleri vardır. Çünkü izini sürdüren geçmiş zamanda haksızlıklar bulur, lekesiyle görünen geçmiş zaman ise yadırgadıkları ve benimseyemedikleriyle doludur. Kendi şimdi’sini yaratan kahramanın geçmişi de yeniden yaratmak isteyişi duyulur. Ancak geçmiş, eğer gerçekliği insanın tosladığı du...