Kayıtlar

şiir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sıla Gürsoy'la Söyleşi

Resim
Sıla Gürsoy'la Kadıköy'de buluşup konuştuk. Sıla, Marmara Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği okuyor. İkinci Sınıfta. Işıltılı gözlere sahip oldukça zeki bir genç. Çok keyifli bir söyleşi oldu.  - Hakkınızda bildiklerimiz biyografiniz ile sınırlı. Ve biyografi demek dışardan, yüzeysel, bir bakış demek ya aslında. Siz kendinizi nasıl tanımlamak istersiniz? Nelerden hoşlanırsınız mesela? - Hoşlandığım şeyler dönemsel olarak değişir. Ama şu an biraz yalnız kalmaktan ve evde olmaktan hoşlanıyorum. Onun dışında kitapları, filmleri ve arkadaşlarımla vakit geçirmeyi seviyorum. Zaten yalnız kalmak bir tercih olduğu zaman güzel , yoksa ona maruz kalmak yorucu. Etrafınızda insanlar varken yalnızlık güzel bir şey… Geçmişten gelen bir seyahat tutkum vardı. Seyahat ederek onun ne kadar sınırlı olduğunu gördüm. Bir durumda " Aaa! Ben seyahat insanı değilmişim." dedim. Gittiğin yeri koşa koşa geçmek değil de orayı hissetmek ve orada var olmak gerekiyor. Bu h...

Gökçukuru

Resim
Gökçukuru çocukluğumdan, yalnızlık ve yabancılık hissinden fırlayıp gelmiş bir kitap. Galiba insan belli bir yaşa kadar ileri, sonra da geri doğru yaşamaya başlıyor. Geçmişi zihninde daha sık yeniden kurmaya, tanıklıkları üzerinde daha çok düşünmeye başlıyor. Elbette içinde bulunulan anın gücü hiçbir zaman azalmıyor. "Cihan", "Boon Nam" ve "Kleinmann'ın Evi" böyle anların öyküsü. Öykülerin yazılma süreci pandemi dönemine denk geldi. Üniversite yıllarımdan beri ilk kez bu kadar zamanım olmuştu. Yazdığım öyküleri her zamanki gibi dostlarıma gönderiyor, onların görüşlerini alıyordum. Etrafınızda size doğruyu söyleyen dostlarınız varsa çok şanslısınız. Bu anlamda çok yol gösterici oldu bana arkadaşlarımın eleştirileri. Kendilerine çok teşekkür ederim. Yayına hazırlanma süreci sorunsuz yürüdü. Elbette bunda yayınevinin profesyonelliği çok önemli. Bu anlamda Can Yayınları ekibine ve editörüm Cem Alpan'a teşekkür ederim. Melih Dalbudak her aşamada dil ve ...

Yalpa

Resim
  Yalpa'daki öykülerin tamamı 2017-2019 yılları arasında yazıldı. Almanya'ya taşınmıştım. Hem de İstanbul gibi bir metropolden küçük bir kasabaya! Bilmediğim bir dilin ve kültürün içinde var olmak hiç de kolay olmayacaktı ama bu değişiklik beni konfor alanımdan tamamen çıkarmış, hayata bakışımı derinden etkilemişti.  Sanırım öykü yazmaya başlamamda şiirin benden yavaş yavaş uzaklaşması da etkili oldu. Çünkü şiir edebiyatın en nazlı türü. Canı isteyince size geliyor. Başka bir neden de daha fazla anlatma arzusuydu. Öykü ve roman buna daha uygun biçimlerdi. Yazdığım öyküleri yakın arkadaşlarıma gönderiyor, onların eleştirileriyle kendime yol bulmaya çalışıyordum. Öykü yazmayı (tabii öğrenebildiğim kadarını) bu kitapla birlikte öğrendim, diyebilirim.  Melih Dalbudak öyküleri tek tek okuyup dil ve içeriğe dair önerilerde bulundu. Onun detayları gören gözü benim için hep çok önemli olmuştur. Hatta onun onayından geçmemiş bir öykü bende şüphe yaratır.  Arka kapağın ilk kıs...

Lodos Güncesi

Resim
  Lodos Güncesi ilk gözağrısı. İlk kez elime aldığım an hissettiğim heyecanı unutamam. İki gün hiç azalmaksızın sürdü, bu heyecan. Sanki bütün dünya kitabımın çıkmasını bekliyormuş gibi hissediyordum ama gerçek tabii ki öyle değildi. Kitabın dar çevremin dışına çıkabildiğini pek sanmıyorum. Bu süreçte dostlarımın desteği eşsizdi. Her biri Lodos Güncesi'ne kendi kitabı gibi sarılmış ve etrafına tanıtmıştı. Bu dayanışma duygusu da kitabın kendisi kadar değerliydi. Gün Zileli olmasa belki Lodos Güncesi hiç çıkmayacaktı. h2o kitap'tan önce, başka bir yayınevinin kapısından, tam yayınlanmak üzereyken geri dönmüştü kitap. İnanılmaz mutsuzdum. Gün Zileli zaman zaman yüzünde beliren o kararlılıkla bana bakıp, "Abi ben bu kitabı yayınlatacağım!" demişti. Doğru anda söylenmiş bir cümlenin gücünü asla küçümsemeyin. Teşekkürler Gün Zileli. Lodos Güncesi'ndeki şiirler 2007-2015 yılları arasında yazıldı. Öncesinde şiir yazmıyor muydum? Elbette yazıyordum ama çoğu kayboldu bunla...